Ben sizi uyardım çocuklar, bu aralar fazla mesai yapıyorum diye, hazır kelimeler akıyorken hafta sonunda okumalık, görece renkli bir konu anlatacağım size…
Konumuz tesbih…
O da nereden çıktı demeyin, hep vardı tesbih, her yerde…
Türkiye’de sokaktan meclise her kesimin kullandığı yegane aksesuarlardan biridir tesbih…
HER DİNDE YERİ VAR
Tesbih bir sanattır, genel kanının aksine yalnızca İslam’a has değildir, din ayırdı yapmadan inançla bağlantısı kuvvetlidir… Müslümanlık, Hıristiyanlık (Katolik), Hinduizm ve Budizm’de ekseriyetle duaları ve dualar arası bölümleri saymada kullanılır.
Peki nereden geldi bize, biraz okuma yaptım.
ATALARI HİNDİSTAN’DAN GELİYOR
Çocuklar tesbihin ataları Hindistan’dan geliyor. Oradan doğuya, sonra Ortadoğu’ya, en sonunda da Avrupa’ya yayılıyor.
Tarihteki ilk tespih bahsine M.S. 800 yıllarında rastlanmış…
Bizde ise 17. yy.da Osmanlıda bir sanat dalı olarak yer almaya başlamış önce….
“Tespihin 11, 33 ve 99 taneli olanları Müslümanlar, 33 ve 59 taneli olanları Hristiyanlar ve 108 taneli olanı Budistler tarafından kullanılır.” şeklinde bir bilgi var şu sizin pek sevdiğiniz internet ansiklopedisinde, onu da unutmadan aktarayım size…
DİĞER ADIYLA ‘DUA BONCUĞU’
Tespih kelimesinin ‘dua boncuğu’ anlamıyla Türkçe’deki ilk kullanımı ise 14. Yy’da kaydedilen Tezkiretü’l-Evliya çevirisinde bulunuyor.
Şimdi diyeceksiniz ki bunları bize neden anlattın, geliyorum sabredin…
Bunca mana yüklenen ve ‘dua boncuğu’ olarak anılan tesbih yıllardır hediye alınır-hediye edilir değil mi.. Zaman zaman da sokak ağzıyla ‘üstüne konulur’ Ama…
HERKESTEN TESBİH ALINMAZ
İşte o ‘ama’ mühim çocuklar, zira tesbih araştırmamda çok çeşitli inanışlara rastladım, epey rahatsız etti beni desem yalan olmaz.
Misal, öyle herkesten tesbih alınmazmış, neden biliyor musunuz?
Büyülü olanı, okunmuş olanına denk gelinirse kişiye rahatsızlık verir, götürüldüğü ortamlara huzursuzluk yayarmış… Bu yüzden kimin verdiğine çok dikkat etmek gerekirmiş.
İyice kocakarı oldun demeyin sakın, inananı var inanmayanı var, ben hissederek okuduklarımı aktarıyorum.
Burada gönül gözü işin içine giriyor lakin ben orada pası başka konuya atacağım: Bir aksesuar olarak sınıflandırılan tesbih aynı zamanda mühim bir koleksiyon öznesi…
ORTAK NOKTALARI: TESBİH KOLEKSİYONU
Tabi tabi, ciddi tutkunları var, hatta siyasetin içindekileri yakından tanıyorsunuz.
Hazır bu kadar anlatmışken ben size kimlerin koleksiyoner olduğunu da bir bir sıralayayım.
Listenin en başında Kahramanmaraş milletvekili Mahir Ünal var, onun ardından Ankara milletvekili Osman Gökçek ve İçişleri eski Bakanı, şimdinin İstanbul milletvekili Süleyman Soylu’yu söylemek mümkün. Bu üç isim tesbih denince akla gelen ilk siyasiler çocuklar…
Listenin devamında İBB adayı da olan Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Murat Kurum, AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Sanayi ve Teknoloji eski Bakanı Mustafa Varank,Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski ekonomi kurmayı Korkmaz Karaca var….
Bitti sanmayın, dahası da var…
Rtük başkanı Ebubekir Şahin ve AK Parti kurucu üyelerinden Nurettin Canikli’yi de saymazsam olmaz…
Rahmetli Erol Olçok da pek severdi tesbihleri…
Ben bu kadar detayı nereden biliyorum, orası bana kalsın.
Lakin sıralaması dahi doğru isimlerin, tanıdığı olan varsa dilediği gibi sormakta özgür…
Bir gün size Ömer Çelik’ten Efkan Ala’ya puro meraklılarını da yazayım mı, ister misiniz…